hesabın var mı? giriş yap

  • sibernetik

    üç kere üç dokuz eder
    bilirsin
    birin karesi birdir
    kare kökü de
    bilirsin
    "mutlu aşk yoktur"
    bilirsin

    ama baharda ya da dışarda
    sonsuz göğün altında
    aşkın aşkla çarpımı
    nedendir bilinmez
    garip bir biçimde
    hep sonsuzdur

    tarifi olmayanın tarifini yapmış şair. beni çelişkilere sürüklemiş insan.

  • - bak satış elemanı olmak öyle bir şeydir ki ; şu elimde görmüş olduğun kalemin bir armut olduğunu; insanları inandırabileceksin . yapabilirmisin ?
    - o elindeki armut zaten.

  • bu basliga gelip 50tl`lik su aliyorum yazmayin. komik degil. artik kimse gulmuyor.

    debe editi: beğenen arkadaşlara teşekkürler . gönül isterdi ki yalnız kızlar mesaj atsın falan yazayım ama daha önemli şeyler var.

    benim son zamanlarda en çok değer verdiğim şey (bkz: be my eyes) . olay kısaca şöyle görme engelli kişiler bu uygulama ile biz gönüllülere bağlanıyor ve 1-2 dakikalığına onun gözleri oluyoruz. düşünün ki dolapta bulduğu sütün son kullanma tarihinin geçip geçmediğini , kaybettiği televizyon kumandasını o an çevrimiçi olan gönüllülerden birisine soruyor video görüşmesi ile. bir okuyun derim.

    bir diğer önemli olay ise (bkz: karanliga kufretmek yerine bir mum yakiyoruz) . bir göz atın buna da zaten kayıtsız kalmayacaksınızdır :)

  • bugün şehit polis cenazesinde yaptığı hareketle kumandayı tvye fırlatmama sebep olan, sinirden ağlatan, içimi acıtandır.

    nasıl bir güruhsun ki, cenazeye en son geldi. sinirden cümle kuarmıyorum affola, sonra düzeltirim.

    şehit oğlu var 13 14 yaşlarında, davutoğluyla abdullah gül ortalarına almışlar. bu geldi herkesi es geçti gül ile mikinin elini sıktı. çocuğu kafasından tutup öptü ve çocuğun önüne geçip arkaya ittirdi çocuğu. en önde olacak diye babası orada önünde yatarken hem de.

    gül fark etti önüne aldı çocuğu da babasını görebiliyor şu an.

    biz ne günah işledik de böyle bir belayı başımıza verdi idrak edemiyorum, aklım dimağım, hiç bir şeyim almıyor.

    gün gelecek orada yatacaksın elbet ve ben o gün çok ama çok mutlu olacağım.

  • istenen 70-80 bin liralara neden şaşırdıgınızı anlamadıgım piyasa.

    adam 2011 poloya 62 bin istemiş. araç genelde model yükseltmek için satılır. bu adam bugün egea almak istese 150 bin tl. 90 bine yakın para verecek yani cebinden.

    millet istiyor ki sanki ekonomi 3 senede yarı yarıya küçülmemiş gibi fiyatlar olsun, 50 bine cillop gibi araba alayım. 50 bine sana arabasını satan adam ne yapacak peki? adam belki sıfır araç alıp 7-8 sene binip satan adam. bugun arabasını sana satsa en dandik egeaya 100 bin eklemesi gerekiyor. mal mı bu adam?

    sıfır piyasa ne kadar yükselirse ikinci el de yükselir. gidin sıfır araçlara vergi kökleyen hükümete çemkirin.

  • geçen hafta iş meselesi sebebiyle gittiğim ülke. tam toplantıdayken, masadaki tüm almanların tırnaklarına baktım ve eciş bücüş, kemirilmiş gibiydi. daha sonra etrafımdaki almanlara da baktım, onlarınki de aynıydı. dayanamadım sordum. dedim tırnak makaslarınız, dünya standartlarından farklı mı?

    das hayır dedi masadaki iş ortağımız alman. peki dedim tırnaklarınız neden böyle kemirilmiş gibi? biz dedi dostum, her gece kıskançlıktan tırnaklarımızı kemirerek uyuruz. kimi kıskanıyorsunuz dedim.işte o an, tüm restoran ayağa kalkıp istiklal marşı okudu. o kadar gururlandım ki, ağladım be sözlük.

  • allah kimseyi; 'gezi eylemleri' sırasında #dolar 1.88'den 1.92'ye çıktı diye "ekonomiyi batırdınız" diyecek kadar alçak; dolar 1.92'den 7.30'a çıktığı halde tek kelime etmeyecek kadar haysiyetsiz, şerefsiz yapmasın...

    amin deyu verin bre müslümanlar.

    edit: dolar 30 tl amq. gene biz terörölele onlar vatansever.

  • boşa giden bir ömür..
    bir de valiye teslim etmiş..
    senelerce yurtdışında kal para biriktir, vizyonun amacın "camiye yardım" olarak son bulsun..

    şimdi "passat mı çekeyim yanlarına" diyen tipler, 11 milyar tl bütçeye sahip dallamalar, senin paranı nasıl iç edecek onu izle.
    (bkz: gerçek zaytung haberleri)

  • kesinlikle desteklediğim başvurudur.
    40 yaşında emekli olmak nedir allah aşkına.
    seçim olmasa böyle bir kazanımları olabilir miydi.
    umarım aym kararı iptal edebilir.

  • iran sineması insancıldır, çocuksu masumiyet tasvirleri, barışçıl imalar, varoluşsal sorgulamalar, etik değerler ve kırsal güzelliklerle tanınır. tabii burada büyük bir kültür mirasından da bahsetmek gerekiyor. iran medeniyetinin nüanslarını yansıtması açısından sineması belki de bu alanda en iyi sanat biçimidir. 3-5 günde oluşan bir sinema hafızası değil elbette tüm bunlar.

    pek çok ulusal sinemanın yanında, iran sinemasının özellikle akademisyenler ve eleştirmenlerce sürekli mercek altında tutulması ve yüzlerce tez ve makaleye konu olması bu büyük sinema kültürünün çeşitliliğini ve gizemini ortaya koyuyor zaten. örneğin, önemli yönetmenler asghar farhadi, abbas kiyarüstemi ve muhsin mahmelbaf hakkında çok sayıda kitap vardır. tutankamon mezarı gibi kazdıkça altından hazineler çıkan bir sinema kültürüdür. ruhani ve dini fikirlerin izinin sürülmesi, batı felsefi teorilerinin ele alınması, alegori ve toplumsal cinsiyet rollerinin araştırılması, varlığın ve hayatın anlamının en basit, sıradan detaylarda yakalanması diye uzar gider. lafı çok fazla da uzatmadan iran sinemasının yukarıda saydığım tüm özellikleri kapsadığını düşündüğüm en iyi 10 filmini paylaşmak istiyorum. kişisel bir tercihtir, şimdiden iyi seyirler.

    (bkz: an shab ke barun amad) / kamran shirdel / 1967

    ilginç bir belgesel tarzı kısa bir filmdir ama şuan için aşık olunan iran sinemasının temellerinin atıldığı yapımlardan biridir.

    (bkz: sooteh-delan) / ali hatami / 1978

    lirik yönü hiçbir zaman anlaşılamayan geçmişin bir başka nostaljik hatırası.

    (bkz: hamoun) / deryuş mehrcui / 1990

    bir şüphe ve umutsuzluk yolculuğudur.

    (bkz: nassereddin shah actor-e cinema) / muhsin mahmelbaf / 1992

    iran sinemasından bir isyancı tarafından anlatılan ve siyasi göndermelerle dolu şefkat dolu bir hikaye.

    (bkz: badkonake sefid) / cafer penahi / 1995

    günlük hayatın dramını keşfetmek gibidir.

    (bkz: ta'm-ı gilas) / abbas kiyarüstemi / 1997

    yıldızlı pekiyi verdiğim film. yaşamak ya da intihar etmek şu yaşamın tek sorunudur herhalde.

    (bkz: bacheha ye aseman) / mecid mecidi / 1997

    yoksulluğun en derin duyguları.

    (bkz: boodan yaa naboodan) / kianoush ayari / 1998

    ''olmak ya da olmamak'', hem içerik hem de tarz olarak gerçekliğin özü.

    (bkz: bad ma ra khahad bord) / abbas kiyarüstemi / 1999

    insanın iletişim kurma arzusudur.

    (bkz: codayi-i nadir ez simin) / asghar farhadi / 2011

    iran sinemasını öncesi ve sonrası olmak üzere iki döneme ayırır nitelikte.

  • şüphesiz ki bu fiyatları normalleştiren dallamalar birazdan başlık altına damlayacaktır.

    dolar bazında bile bu fiyatlar abes kaçıyor. ibiza'da, floransa'da bile böyle değil lan.

    turizmciler, galericiler, taksiciler, emlakçılar… mahşerin dört atlısı.

  • yazılan cezaların pandemi sonrası affedilmesi.

    kurallara uyan vatandaşların her zamanki gibi kurallara uyduğu, hatta ceza yiyip ödeyenlerin boku bokuna cezalarını ödediğiyle ve kurallara uymayip üstüne ceza yiyip bunu ödemeyenlerin yaptıklarının yanına kâr kalması.